Küçücük çocuklara ne gerek var canım bu kadar büyük kütüphaneye!
Bacak kadar çocuklar kitaptan ne anlar! Anlar efendim anlar! Siz çocuklarınıza
kitap okumayı öğretmezseniz, teşvik etmezseniz, çocuğunuz büyüdüğünde “benim
çocuğun neden hiç ders çalışmıyor?!” diye çok dert yanarsınız.
Kütüphane kültürü çocuklarımıza anaokulunda kazandırılması gereken
bir alışkanlıktır. Ülkemize yayınlanan doktora ve yüksek lisans tezlerine
bakıldığında bu konuya benzer konularda yapılmış 3 adet çalışma bulunmaktadır.[1] Bu çalışmalarında sadece
bir tanesi “Bilgi ve Belge Yönetimi” bölümünden yapılmıştır. Mesleki anlamda
ele alınması gereken en önemli konulardan birisi olan çocuklarımızın kütüphane
eğitimine maalesef gerekli önem verilmemektedir. Üniversite çağına gelmiş olan
gençlerimiz hala kütüphanelerde nasıl davranmaları gerektiklerini bilmemekte,
kitap ödünç almak istediklerinde “Bu kitapları kiralamak ücretsiz mi?” gibi
sorular sorabilmektedir. Sessiz olunması gerektiği, masaların kullanımı
konusunda çevreye saygılı davranılması gerektiği gibi konular zaten tüm
meslektaşlarımızın ortak sorunları arasında yer almaktadır.
Çocuklarımıza bu kültürün kazandırılması ve onların hem okumaya
hem de kütüphane kullanımına teşvik edilmesi meslek elemanları olarak en başta
bizlerin görevleri arasında yer almaktadır. Bu konuyla ilgili daha yoğun ve
etkili çalıştaylar, paneller düzenlenmelidir. Gerekirse, okul kütüphanecileri
ve üniversite kütüphanecileri iş birliği yaparak farklı grupların ihtiyaçlarını
tespit ederek buna göre eğitimler planlamalıdır. Öğrencilerimiz üniversiteye
başladıklarında kütüphaneleri nasıl kullanacaklarını değil, bilimsel bilgiyi
nasıl işlemeleri gerektiğini öğrenerek yollarına bir adım önde başlamalıdır.
Anaokulunda başlaması gereken kütüphane kullanımı eğitimi
konusunda, Milli Eğitim Bakanlığı gerekirse pilot proje bölgeleri seçerek bu
bölgelerde eğitime başlamalıdır. Verilen eğitimleri düzenli aralıklar ile
anketler aracılığıyla profesyoneller ile birlikte yorumlamalı ve sonuçlarını
analiz etmelidir. Bu sonuçlar doğrultusunda eğitim şeklini en verimli şekilde
düzenlemeli ve ülke geneline yaymalıdır. Bu noktada kuşkusuz ki Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı çalışan tüm okullara “okul kütüphanecisi” atamalarının
yapılması problemin en baştan çözülmesi için atılmış çok büyük bir adım
olacaktır. Fakat biz mesleğini seven meslek elemanları olarak, bu atamalara
veya kurumların atılımlarına bağlı kalmadan elimizden gelenleri yapmalıyız.
Birlik olarak, iş birlikleri kurarak gelecek nesiller için çok yararlı
çalışmalar yapabiliriz.
Bu meslek bizim mesleğimiz ve yetiştirmemiz gereken onlarca
neslimiz var. Bizim mesleğimizi kimse bizden daha fazla sevemez, tanıyamaz ve
yüceltemez. O yüzden biz elimizden geleni yapmak zorundayız. Gelen destekleri
ise, işlerimizi kolaylaştırmak ve hızlandırmak için kullanmayı düşünmeliyiz,
harekete geçmek için değil!
Sevgi ve Saygılarımla.
[1] https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp
sitesinde 11.04.2017 tarihinde yapılan tarama sonuçları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder